Psikiyatride  Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 2010; 2(3):281-307  (Çevrimiçi  yayın tarihi - Online publication date: 12 Mart 2010 /March 12, 2010)

 
  Üreme Hormonları ve Duygudurum Bozuklukları
  Reproductive Hormones and Mood Disorders
   
  Sermin Kesebir, Arzu Etlik Aksoy
   
  Özet
  Adet döngüsü boyunca, gebelik ve emzirme dönemlerinde, menapoz çevresinde ve postmenapozal dönemde ortaya çıkan hormonal dalgalanmalara bağlı olarak değişiklik gösteren fizyolojik ve psikolojik süreçler tüm kadınları benzer olarak ve herbir kadını farklı farklı etkilemektedir. Sözkonusu süreçler nöroendokrin dizgelerce yönetilmektedir ki en önemlileri hipotalamopitüiter adrenal ve hipotalamopitüiter gonadal eksenlerdir. Hipotalamopitüiter gonadal eksenin duygudurum, anksiyete, biliş ve ağrı üzerine etkileri vardır. Bu hormonlar ile duygudurum ve davranış arasındaki etkileşim çift yönlüdür. Duygudurum bozukluklarındaki cinsiyete bağlı değişkenler hormonal etkilerle açıklanabilir. Sözkonusu dönemlerin her birinin ise risk etkenleri, hastalık belirtileri ve gidişi ve tedavi yanıtı düzeyinde duygudurum bozuklukları ile ilişkisi bulunmaktadır. Epidemiyolojik veriler duygudurum bozuklukları ile üreme dönemleri arasındaki ilişkiyi destekler niteliktedir. Kadınlarda menarşla birlikte artan major depresif bozukluk yaygınlığı postmenapozal dönemde son bulmaktadır. Yine bipolar bozukluğun başlangıcı % 50 olguda menarş çevresinde olmaktadır. Çeşitli çalışmalarda uygun sağaltıma rağmen depresif bozukluklu kadınların bir grubunun adet döngüsünün premenstrüel döneminde depresif belirtilerde şiddetlenme, yineleme ya da ek başka belirtiler gösterdikleri görülmüştür. Bir annenin beynindeki uyum ve değişim süreci gebelik boyunca baskın olarak nöroendokrin sistemlerce kontrol edilirken emzirme dönemi sırasında aktif olarak bebek kaynaklı dışsal uyaranlarca yönlendirilmektedir. Ortaya çıkan değişiklikler postpartum duygudurum bozuklukları ile yakından ilişkilidir. Yine bu süreçteki tüm değişiklikler ve kullanılan ilaca ara verilmesi erken depresif ve disforik durumlar için risk etkenidir. Folikül uyarıcı hormon, melatonin, uyku ve beden kitle oranına uzanan geniş bir yelpazedeki değişkenler menapozal ve postmenapozal duygudurum bozuklukları ile etkileşmektedir. Gonadal steroidlerin santral sinir sistemi üzerine etkilerine dair ilgi, çoğalan bilgilerimizle birlikte artmaktadır. Son on yılda hormonal girişimlerin duygudurum bozukluklarının tedavisindeki yeri tartışılmaktadır. Östrojenin antidepresan etkinliği yanısıra Tamoksifenin antimanik etkinliği gösterilmiştir. Bu yazıda bir adet döngüsünde, gebelik ve emzirme döneminde, menapoz ve sonrasında yaşanan fizyolojik değişiklikler ile duygudurum bozuklukları arasındaki karmaşık ilişkiler, etiyoloji, fenomenoloji ve tedavi bağlamında, üreme hormonları üzerinden incelenmeye, ilgili dizin eşliğinde anlaşılmaya ve tartışılmaya çalışılmıştır.
  Anahtar Sözcükler: Üreme, Hormonlar, Duygudurum Bozuklukları, Postpartum
   
  Abstract
  During the menstrual cycle, pregnancy and breast-feeding periods, as well as in menopausal and post-menopausal periods, the physiological and psychological processes that change according to the hormonal fluctuations influence every women similarly and each one differently. These physiological processes are controlled by neuroendocrine sequences, of which the hypothalamo-pituitary-adrenal axis and the hypothalamo-pituitary-gonadal axis are the most important ones. The hypothalamo-pituitary-gonadal axis affects mood, anxiety, cognition and pain. The interaction of these hormones with mood and behavior is bidirectional. The differences in phenomenology and epidemiology of mood disorders with regards to gender can be explained with the effects of hormones. All of the periods mentioned above are related with mood disorders at terms of risk factors, disease symptoms, progress of disease and response to treatment. Epidemiologic data supports the relationship between the mood disorders and reproductive processes. The prevalence of major depression increases in women with the menarche and ceases in post- menopausal period. Similarly, the initial symptoms of bipolar disorder begins around the menarche period in 50% of the cases. Despite proper treatment, some female patients with major depression experience recurrence during the premenstrual period of their menstrual cycles. The conformity and change in a woman’s brain during pregnancy is controlled dominantly by the neuroendocrine systems, while it is controlled by the external stimuli actively related to the baby during nursing period. The changes that occur are closely related to postpartum mood disorders. Again, all the changes and suspension of medication during this procedure are risk factors for early depressive and dysphoric situations. Variables of a wide range, from follicle stimulating hormone, melatonin, and sleep to body mass index interact with mood disorders in menopausal and post-menopausal periods. Interest on the effects of gonadal steroids on the central nervous system has grown parallel with our increasing knowledge. In the last decade, the place of hormonal treatments in the treatment of mood disorders have been discussed continously. During this period, along with the anti-depressant efficacy of estrogen, anti-manic efficacy of tamoxifen was also demonstrated in several studies. In this paper, the complex relationship between the physiological changes and the mood disorders during a menstrual cycle, pregnancy, nursing, menopausal and post-menopausal periods are briefly reviewed and discussed over the reproductive hormones in the context of etiology, phenomenology and treatment.
  Keywords: Reproduction, Hormones, Mood Disorders, Postpartum
   
  Full Text /Tam Metin  [PDF]